Yılda bir kere yaşanıyor ama tam yaşanıyor. 'Akademi Ödülleri' yani Oscar, zaman zaman jürisinin seçimleriyle tırnaklarımı yedirtse de, zaman zaman umduğumuzu buldurtmasa da yılın en heyecanlı televizyon aktivitesi olmayı başarıyor. Peki Oscar gecesi ne demek? Tabii ki kırmızı halı! Biz evde toplanıp koltuklara yayılıyoruz, Hollywood yıldızları önümüzden geçiş yapıyor. Biz de not verip, eleştiride sınır tanımayarak eğleniyoruz. Ne yalan söyleyeyim twitter sayesinde bu yılki kırmızı halının tadı bambaşkaydı. Modacılar, yönetmenler, yazarlar, oyuncular hep bir ağızdan jüri üyesi kesilip yorumları patlattık.
KIRMIZI HALI TOP 3
Peki 2010 Oscar kırmızı halısını üç maddede özetlersek, ne çıkar?
1. Straplez elbisem olmadan asla!
Bu yıl Hollywood kadınları askıları protesto etmişti. 10 ünlüden 9'unun tuvaleti straplezdi. Makyajlar sade, saçlar elektrikleri alınmamış şekilde toplanmıştı. No sprey, yes doğallık!
2. Kırmızı halı, botoks halı olmuştu.
Botokssuz gelene kapıda ceza kesiyorlardı sanki... İşi abartan Sandra Bullock yürüyen fotoşoptu, hatta fotoşok!
3. Bu yıl uçuk-kaçık deneysel elbiseler yoktu. 'Rüküş' seçilip hafızalara kazınacak bir elbise de yoktu. Hollywood kadınları şıklığa kilitlenmiş desenize.
Gelelim gecenin kırmızı halı Top 3'üne, tabii ki de bana göre...
1. Miley Cyrus: Genç kızların yeni idolü, şirin yıldız Miley Cyrus işin hakkını vermiş. Işıl ışıl kostümü, makyajı, saçı ve gülümseyen gözleriyle tam bir genç kızdı; bayıldım.
2. Sarah Jessica Parker: Stil ikonu olmak böyle bir şey. Fazla söze gerek yok.
3. Sandra Bullock: Hem en iyi kadın oyuncu Oscar'ını aldı hem de kırmızı halıya haklı bir imza attı.
Mansiyon ödülümü Jennifer Lopez, onur ödülümü de beyazlar içindeki Meryl Streep aldı. Şu anda çok mutlulardır eminim.
Peki bu çıtır kızlar en şık kıyafetlerle bile niçin dik durmayı beceremiyorlar? O omuzlar önde, kırık dökük duruş nereden moda oldu bunlara? Karın içeri-göğüs dışarı bebeğim!
Bu kadar Oscar muhabbeti yeter! Konu değiştiriyorum, hazır mısınız? Kabul edelim sosyal hayatta insanlar ikiye ayrılıyor; evliler ve bekarlar! Gönlünüz çekerse, 'evliler' grubuna nikahsız, uzun ve dip dibe ilişkileri de katabilirsiniz. Peki hal böyleyken ne oluyor? Yakın bir arkadaşınız evlenirken içinizi bir hüzün kaplıyor. Onun için sevinirken, ikiniz için üzülüyorsunuz. E çünkü biliyorsunuz, arkadaşınız evlenirken çaktırmadan sizden boşanacak. Artık gecenin üçünde kapısını çalamayacak, her canınız çektiğinde başbaşa kalamayacaksınız. Ortak noktalarınız azalacak, sizin bekar hayatınız onun ayağını sıkacak... Maalesef...
BERRAK TWEETLEMİYOR
Geçen hafta bitmeler tükenmeler bilmeyen, sakızların kralı edilen dizi 'Aşk-ı Memnu'da yine bir final bombası patladı. Bihter son golü atıp "Artık bitti bu iş" çeken Behlül'e "Hamileyim" dedi. Ben de "Yuh!" dedim. Şimdi Bihter gerçekten hamile mi? Yoksa son kozunu mu oynuyor göreceğiz. Göreceğiz de bakınız; dizinin suyunu çıkartmak! Budur değil mi? Bitsin artık şu dizi, biz sağ onlar senaristler selamet!
Dün sabah güzel oyuncu Berrak Tüzünataç aradı... "Hayırdır inşallah"la telefonu açtım meğer twitter'mış maşallah! Berrak Tüzünataç adıyla twitter'da hesap açan biri hadiseye katılan ünlülere mesajlar atıyordu; meğer sahteymiş. Berrak "Ben internete bile girmem, gazeteler de twitter'daki mesajları alıp hakkımda yalan haber yapıyorlar" dedi. Benden söylemesi.
twitter'dan konu açılmışken belirtmeden geçemeyeceğim, yurdumuzda şu twitter olayına burun bükenler, Oscar gecesini izlediler mi? Koskoca Oscar yayınının twitter ve facebook üzerine döndüğünü gördüler mi? Görmedilerse bir zahmet baksınlar da aydınlansınlar, 2010'un olayından geri kalmasınlar.