Başkonsolostan oluşan 49 personel başka yere götürüldüler.
Dışişleri bakanlığımızda bir kriz masası oluşturuldu.
Irak makamlarıyla sürekli irtibat halinde, her türlü imkan kullanılıyor.
Elçilikler bütün personeliyle birlikte bulundukları ülkelerin teminatı altındadır.
Her ülke için bu personel namus meselesidir.
Bunu temin etmek için ne gerekiyorsa yapılıyor.
Musul'daki hadise başta CHP olmak üzere iç politika malzemesi yapılmak istendi.
80 vatandışımızın can güvenliğini ilgilendiren meselenin politika yapılması sorumsuzluk örneğidir.
CHP'nin genel müdürü Ortadoğu'dan bataklık diye bahsediyor. Cehalettir. Ayrımcılıktır, bilinç altındaki faşizmin dışa vurmasıdır.
Sanki Kılıçdaroğlu Paris'te yetişti. Tunceli'de doğdu.
1071 yılında Malazgirt ile, Türkler Ortadoğu'da saf tutmaya başladı.
Bizim hükümetlerimiz bataklık diyerek o coğrafyayı beğenmediler.
Biz de Ali de var, Ömer de var, Hüseyin de var. Hepsi bizi bütünleştiren isimler.
Canlı bomba olup bir camiye girip, herhangi bir mezheple, semavi dinle ifade edilir mi?
Aman Yarabbi! Biz böyle bir yanlışın içinde asla olmadık.
Filistin'i sünni diye değil, insan diye, mağdur diye savunduk.
İran'ın sorunlarını ele alırken, mezhep değil, komşu kriterine baktık.
Biz tarafsızlıktan bahsetmiyoruz, Biliyoruz bir taraf olan, bertaraf olur.
Türkiye Cumhuriyeti yıllarca, batıya ve doğuya sırtını döndü.
Mayınlar döşendi.
Mısır'da, Suriye'de, Filistin'de arkamızı dönebilirdik.
CHP aynı saiklerle Musul'daki meseleye bakmaktadır.
Bu yaklaşım son derece tehlikeli yaklaşımdır.
Vatandaşlarımızı tehlikeye atıyor.
CHP en zavallı, sefil dönemini yaşıyor.
Diyarbakır'da bayrağımıza yapılan alçakça saldırı sonrası bu CHP bu MHP milleti galeyana getirmeye çalıştı.
Bu ülkede, bayrağımızı yakanlarla, CHP milletvekili beraber hareket etmedi mi?
Bunların görmediği bir şey var. Milletim artık bu ucuz numaraları yutmuyor.
Bölgemiz zor günlerden geçiyor.
|