Galatasaray teknik direktörü Igor Tudor, kulüpteki günlerini ve takımın durumunu Süper Lig'in yayıncı kuruluşu Beinsports'a değerlendirdi. Riekerink döneminden farklı bir idman programı uyguladığını kabul eden Tudor, "Benim için isteyen, çalışan ve tabii ki koşan oyuncu önemlidir. Şu anda oyuncularım benim mantalitemi anladı ama ayakları henüz beyinlerinin emrettiklerini uygulayamıyor" şeklinde konuştu.
Hırvat teknik adamın açıklamaları şu şekilde:
"KARABÜK DAHA STRESLİYDİ"
Karabükspor'la Galatasaray'daki duygularım arasında çok fazla fark yok. Real Madrid teknik direktörü olsanız da baskı vadır, motivasyon vardır ancak bu her kulüpte mevcut olan bir durum. Ama küme düşmeme mücadelesi yapan bir takımda bazı duygular daha yoğun yaşanabilir.
"GENÇLERBİRLİĞİ MAÇINI KAZANMAYI HAK ETTİK"
Gençlerbirliği maçında yaşananları ben bir geri dönüş olarak görmüyorum. İlk ayrı iyi oynadık ama ikinci yarıda kötüydük. Selçuk, Sneijder gibi çok kaliteli oyuncularımız var Selçuk'un attığı golle kazandık. Futbol bu tür farkların ortaya çıktığı bir oyun. Ancak şunu söylemeliyim ki, biz maçı kazanmayı hak ettik. Maçları kazanınca daha sakin çalışıyorsunuz. Kaybedince daha stresli oluyorsunuz.
Ve Tudor en iyi 11'ini açıkladı! 1 Fenerbahçeli...
"GALATASARAY'A KARŞI RAKİPLER DAHA ZORLAYICI OLUR"
Galatasaray ve Karabükspor'daki maçlar çok farklıydı. Bir takım Galatasaray'la oynuyorken o maçta her şeyini verebilir. Trabzonspor maçı tabii ki bizim için hiç kolay olmayacak ama biz elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Ben takımıma da bunu söylüyorum. "Skoru düşünmeyin, çıkın ve oyununuzu oynayın" tavsiyelerinde bulunuyorum. Trabzonspor büyük bir takım, yetenekli ve kaliteli oyuncuları var.
"TAKIMDA İYİ ŞEYLER GÖRDÜM"
Ben buraya 3 hafta önce geldim. Analiz yapıyorum, bazı detayları yeni yeni görüyorum. Bu yüzden Trabzonspor'dan çok kendi takımıma odaklanıyorum. Burada olduğum 3 hafta boyunca iyi şeyler gördüğümü söyleyebilirim.
"BACAKLAR HENÜZ BEYNİN KOMUTLARINI UYGULAYAMIYOR"
Artık Galatasaray'da daha sıkı savunma yapmaya çalışıyoruz. Antalya ve Gençlerbirliği maçında ilk yarılarda çok ilginç şeyler gördüm. Savunma yapma isteği, pres yapma isteği gördüm. Bunlar iyi şeyler. Oyuncuların yüzde yüz olarak benim dediklerimi uygulayabilmeleri için fiziksel olarak çok iyi olmaları lazım. Belki kafada hazırlar ama bacakları henüz onları takip etmiyor. İyi idman yapan oyuncularım var. Bu mantaliteyi onlar da kabul ettiler.
"FUTBOLCU İDMAN MAÇLARINI BİLE KAZANMAYI İSTEYECEK"
Dışarıdan nasıl göründüğümü bilemem. Ben çalışmaya ve idmana inanırım. İdman maçlarında bile kazanmayı isterim. Belki de bu 8 yıl Juventus idmanlarında olmamdan dolayı bu şekilde. Çünkü biz Zidane'la antrenman yaparken hep bu şekilde düşünürdük. Bütün hafta zorlu idmanlar yapmazsanız, pazar akşamı nasıl maça çıkacaksınız? Siz robot değilsiniz ki! Bu mümkün değil. İdmanlardaki her maçı, küçük oyunları bile kazanmak istemelisiniz. Artık Bruma, Yasin, Sneijder daha çok savunma yapmayı istiyor. Bu güzel.
Dünyanın en iyi teknik direktörleri belli oldu! İşte o isimler!
"TAKTİK ÇOK FAZLA ÖNEMLİ DEĞİL"
Fizik kondisyon olarak istediğimiz noktaya gelirsek çok daha yukarılara çıkacağız. Buna inanıyorum. 4-4-2'yle harika oynayan ve bu taktiği kötü oynayan takımlar var. 3-5-2 için de aynısı geçerli. Bu tamamen sahip olduğunuz oyuncularla alakalı. Taktik çok fazla önemli değil. Önemli olan ne zaman pas yapacağınız, kafa yapınız, mantaliteniz. Sistemin çok büyük fark yarattığını düşünmüyorum. Roma, Atalanta 3'lü oynuyor. İnsanlar bunu konuşmayı seviyorlar ama bana inanın sistem bu kadar önemli değil.
"10 NUMARA DA SADECE BİR OYUNCUDUR"
10 numara da bir sayıdır. 10 numara merkezde oynayan bir oyuncudur. Önemli olan kaliteli oyunculara sahip olmak. Kaliteli oyuncular her sisteme kısa sürede adapte olurlar. Bu felsefede oyuncuların performansları daha çabuk ön plana çıkarlar.
"BEN GELDİM DİYE SAKATLIKLAR ORTAYA ÇIKMADI"
Sakatlıkların neden meydana geldiği cevaplanması zor bir soru. Herkes şimdi 'Tudor geldi. Çok sert idmanlar yaptırıyor ve sakatlıklar oluyor' diyor. Böyle bir şey yok. Şu an ben normalde yaptırdığım idmanların yüzde 16'sını yaptırıyorum. Çabuk adapte olamayabilirler. Yavaş yavaş gerçekleşecek şeyler bunlar. Ben bizden önce takımın nasıl idman yaptığını da biliyorum. Podolski ve Yasin hem sürekli ileri gidip geri geliyorlar. Antalyaspor maçından sonra sert idman prpgramları koymadım. Yumuşak idman yapmamıza rağmen sakatlıklar oluştu. Çünkü maç içinde normalden fazla efor sarfettiler.
"BELKİ TRABZONSPOR MAÇINDA BEN OYNAMALIYIM"
4 savunmacımız sakat. Belki de Trabzonspor maçında ben oynamalıyım bilemiyorum. Benim, 10 kişiyle savunma yapma felsefem yok. '3'ünüz ileride kalın, geri kalanlar savunma yapsın' diyemem.
"BENİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN KOŞMAK"
Her antrenörün bir felsefesi vardır. Benim felsefem çok fazla koşmayı barındırıyor. Hep koşarsınız ama yoğun koşmak zorundasınız. 115-120 kilometre koşabilirsiniz, bunlar güzel ama kaç depar attığınız önemli. Topu kaybettiğimizde hemen kazanmalıyız.
"PAS DEĞİL, KOŞU"
Bazı şeyleri değiştirmek kolay değil. Son 7 ayda oyuncular hep pas odaklı bir futbol oynamaya çalışıyorlardı. Şimdi bunu değiştirmeye çalışıyoruz. Diğer pas felsefesinin kötü olduğunu söylemiyorum. Yanlış anlaşılmasın ancak ben topsuz alanda koşunun da çok önemli olduğunu düşünüyorum.
"OYUNCULARA MESAFE KOYMAK LAZIM"
Oyunculara yakın olmak önemli ama mesafe de koymanız lazım. Sizin patron olduğunuzu hissettirmeniz, bir şeyler bildiğinizi göstermeniz lazım. Kazandıkça oyuncular da size saygı duyar. İletişim bunun en önemli parçası...
"PUAN TABLOSUNU DÜŞÜNMÜYORUM"
Ben puan tablosunu çok fazla düşünmek istemiyorum. Maç maç bakmamız lazım. Galatasaray her maçı kazanmak zorundadır. Biz de cumartesi akşamı sahaya çıkıp en iyi oyunumuzu oynayacağız.
"BURADA YILLARCA KALMAK İSTİYORUM"
Bana inanın ben Galatasaray'da yıllarca kalmak istiyorum. Burası çok büyük bir kulüp. İyi sonuçlar almak ve taraftarı mutlu etmek istiyorum. Geleceği çok fazla düşünmüyorum. Şu ana konsantre oluyorum. Geleceği düşünerek kendimi baskı altına sokamam. Gazeteleri bile okumuyorum. Kardeşim bana haberleri getiriyor ama ben 'Bana söyleme, bana haberleri getirme' diyorum.