Bu geleceğe yönelik projenin şartnamesinde, bir yandan yüksek performanslı, atletik, güçlü bir tasarım ve eşsiz sürüş deneyimi sağlayan, aynı zamanda 6 kişiye kadar ulaşım imkanı sunan bir otomobilin geliştirilmesi öngörülüyordu. Bunun için, HX1, “plug-in” teknolojili HYbrid4 motor seçeneği, geliştirilmiş aerodinamik yapısı, akıcı ve alçak tek hacimli gövde mimarisi ile adaptasyonu en üst seviyeye taşıyor. HX1′in perdesi 2011 Frankfurt Otomobil Fuarı’nda açılacak.
En üst seviyede işlevsellik ve performans sunan benzersiz bir modüler konsept
Uyarlanabilir
HX1 birçok alanda geleceğe yönelik çözümler hayal edilerek tasarlanmış olan fütüristik bir konsepttir. Mimari, aerodinamik, modülerlik, donanım, iç ambiyans, malzemeler ve tabii ki motor bu konsepti destekliyor. Bu düşünceler, araca çevreye, yaşam ve yol koşullarına uyum sağlama becerisi kazandırmak için “dönüşüm” teması ile yönlendirilen, çığır açıcı nitelikte çok güçlü özellikler kazandırıyor.
Mimari
Teknik şartname özelliklerini karşılamak için 4,954 m uzunluğundaki HX1 benzersiz boyutlarda bir tek hacimli gövde yapısı alçak (1,373 m) ve geniş (toplam 1.990 m) olarak tasarlandı.
Bu boyutlar maksimum etkinlik ve verimlilik sağlayacak şekilde, optimize edilmiş bir Cx değeri ile uyumlu, yalın, şık ve soylu çizgilerin sınırladığı bir hacim oluşturulmasını sağladı.
Yarı kelebek kanadı şeklinde dört adet ters açılan kapı, HX1′in iç mekanına kolay erişim sağlayacak şekilde açılıyor. Bu kinematik aynı zamanda kolaylık açısından da etüt edildi ve her koşulda araca binme – inme kolaylığı sağlıyor.
Kabin son sıradaki iki yolcuya maksimum konfor ve ilk sırada oturan sürücü ve yolcuya da maksimum heyecan sağlayacak şekilde yapılandırıldı. Gerektiğinde, 2010 yılında Paris Otomobil Fuarı’nda tanıtılan HR1 konsept modeli ile aynı prensip doğrultusunda, “pull-out” sistemiyle iki katlanabilir ilave koltuk orta sırada yer alabiliyor ve bunlar ön koltukların arkasında iç içe geçerek gizlenebiliyor.
Aerodinamik
Tasarımcılar aracın aerodinamik yapısı üzerinde çok ileri bir çalışma yaptılar. Araç durur haldeyken ve düşük hızlarda HX1 tasarımı yekpare bir görüntü sergiliyorsa da, hava akımını optimize etmek ve aracın çevre performansını artırmak için bir takım hareketli parçalar aracın gövde yapısına adapte edildi. Türbin şeklinde tasarlanan yedi jant kanatçığı, düz bir disk yüzeyi elde edecek şekilde açılıyorlar. Aynı zamanda, bagaj kapağı üstünde yer alan bir spoiler ile iki yan kanatçık 100 km/s üzerinde açılıyorlar. Böylece, hareket halindeyken, HX1 çevreye “fiziksel olarak” adapte olmuş görünüyor.
Bu durumda araç, tek hacimli bir gövde yapısı için dikkat çekici bir değer olan 0.28′lik bir Cx’e ulaşıyor.
Tüm bu aerodinamik çözümler tasarımcıların büyük hayal güçlerini azami şekilde kullanmalarına olanak verdi.
Sıra dışı bir tasarım
HX1 saf, heykelsi, prestijli tasarımlı, dinamizm ve seçkinlik yayan bir araçtır. Soylu, zarif ve akıcı aerodinamik çizgileri, adeta rüzgar yardımıyla yontulmuş hissi veriyor. Hatları aracın atletik hatta kaslı doğasını incelikle vurguluyor. Geri görüş kameraları içeren dikiz aynaları, perdahlı alüminyum cam çerçeveleri, milimetrik birleşme hatları ve boşluklar gibi yüzeyler HX1′de hassas şekilde biçimlendirildi ve her detay incelikle gerçekleştirildi.
HX1 konsepti Peugeot’nun yeni stil kodlarını taşıyor ve zenginleştiriyor. Izgaranın benzersiz tasarımı, otomobilin hacimleriyle uyumlu bir görünüş sergiliyor. Özenle tasarlanan farlar, kaput üzerinde yer alan Peugeot amblemini ön plana çıkarıyor. Farlar, LED’li bir ışık imzasıyla vurgulanıyor. Bu görsel imza bumerang şeklindeki arka stoplarda da görülüyor.
“Motion & Emotion” imzasını yücelten, teknolojik ve üst gam iç mekan
Gösterge paneli, koltukların sade ve fütüristik tasarımı, kullanılan malzemeler, dijital göstergeler ve dokunmatik ekranlar gibi donanımlar, LED spotlar ve etüt edilmiş aydınlatmalar Peugeot’nun üst düzey iç mekan vizyonunun sembolü oluyor. Bu özellikler modernlik ve seçkinlik ile asalet ve teknolojiyi birleştiren özel bir ambiyansın oluşmasına katkıda bulunuyor. İç mekan Peugeot’nun marka imzasını yansıtıyor.
Aracın ön bölümü sürücüye maksimum sürüş keyfi ve heyecanı sağlayacak şekilde tasarlandı. Metal ve dijital aksam kullanımı ile teknolojik bir görünüm sunan ambiyans aynı zamanda duygulara da hitap ediyor.
Burada da araç, sürücüsünün yaşam koşullarına adapte olmayı biliyor. Gerçekten de, araca biniş ve inişleri kolaylaştırmak amacıyla, direksiyon sütunu koltuk ayarlarına paralel şekilde elektrikli kumandayla ayarlanabiliyor. Sürücüye daha fazla kullanım konforu sağlamak için “cruising = uzun yol” modunda direksiyon simidi otomatik olarak sertleşiyor. Ayrıca, çok işlevli merkezi ekran bir bölümünde sadece önemli bilgileri görünür bırakacak şekilde kendi ekseni etrafında dönebiliyor.
Gösterge paneli ile gözü yoldan ayırmadan tüm bilgilerin göz hizasında görüntülenmesini sağlayan “head-up” sistemi araca tam hakimiyet sağlayacak şekilde tasarlandı.
Arka bölümde, yolcuların donanım ve konforuna azami özen gösterildi. Deri gibi özenli malzemelerin kullanımıyla aydınlık bir ambiyans yaratıldı. Bir dizi kumanda düğmesi orta kol dayama bölümünde yer alırken orta konsolda Peugeot tarihine anlamlı bir gönderme yapan bir kahve makinesi yer alıyor. El yapımı beyaz Carrara mermer ile süslenen bu konsol, seçkin ve modern iç mekan ambiyansına katkıda bulunuyor.
“Plug in” HYbrid4 motor : Şimdi çevreyle daha da uyumlu
Bu konsept model HYbrid4 motor teknolojisi ile Peugeot gamında ilk kez dünyanın ilk dizel hibrid aracı 3008 HYbrid4 modelinde görülen ve aynı zamanda 508 RXH modelinde kullanılacak yenilikçi bir mekanik mimariyi içeriyor.
HYbrid4′ün basit ve zekice bir çalışma prensibi bulunuyor. Önde (ön tekerlekleri tahrik eden) bir içten yanmalı termik motor ile arkada (arka tekerlekleri tahrik eden) bir elektrikli motordan oluşan bu teknoloji, her iki motor çalıştığında, dört tekerlekten çekiş sağlıyor ve zorlu zemin koşullarında tutunmayı ve sürüş güvenliğini artırıyor. Ayrıca, düşük hızlarda sadece elektrik motorunu çalıştırarak “sıfır emisyon” modunda kullanıma da olanak veriyor.
HX1′in motor kaputu altında, 6 ileri otomatik şanzıman ile eşleşen ve 150 kW (204 hp) güç üreten 2.2 l HDi motor yer alıyor. Bu motor 508 serisinin zirvesindeki GT versiyonunda da kullanılıyor. 70 kW (95 hp) gücündeki elektrik motoru ile birleştiğinde, bu güç ünitesi 220 kW (299 hp)’lik bir güç potansiyeli sunuyor.
Ancak Peugeot öncelikli hedeflerinden biri olarak, gelecek yıllarda da çevre liderliğini sürdürmeyi amaçlıyor. Dolayısıyla HX1 bu alanda daha da ileri gidiyor. Gerçekten de “plug-in” fonksiyonuna sahip olan aracın lityum-iyon bataryaları 220 V’luk standart bir prizde şarj edilebiliyor. Bu da araca sıfır emisyonlu elektrikli “ZEV” modunda geniş bir kullanım olanağı kazandırıyor, çünkü %100 elektrikli çalışma modunda 30 km’ye kadar yolculuk olanağı sunuyor! HX1 böylece 83 g/km CO2 emisyon değeriyle sadece 3,2 l/100 km yakıt tüketimi sergiliyor.
Konsept Ayakkabı
Peugeot, konsept modeli HX1 için lüks ayakkabı tasarımcısı Pierre Hardy ile işbirliği yaptı. Pierre Hardy, malzeme, teknoloji ve üretim kaliteleri ile aracın iç mekanını yansıtan ayakkabılar yarattı.